2 Ağustos 2024 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 7524 sayılı Vergi Kanunları İle Bazı Kanunlarda Ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile muhtelif kanunlarda önemli vergi düzenlemeleri yapılmıştır. Bu sirkülerimizde bunlardan Gelir Vergisi Kanununda yapılan düzenlemeler okuyuculara aşağıdaki başlıklar altında aktarılacaktır.
- Teknogirişim şirketleri için Hisse (Pay) Senedi istisnasının getirilmesi,
- Ticari ve mesleki kazançlarda günlük hasılat tespitinden hareketle gelir ve kurumlar vergisi matrahının belirlenmesine yönelik düzenlemelerin getirilmesi,
- Kurumlar vergisi kesintisin (“peşin vergilemenin”) kapsamı ve bu konudaki cumhurbaşkanı yetkilerinin genişletilmesi,
1) Teknogirişim Şirketlerinde Çalışanlara Bedelsiz veya Düşük Bedelle Verilen Pay Senetleri Gelir Vergisinden İstisna Edilmektedir
Esasen çalışanların işverene olan aidiyet duygusunu güçlendirmek amacıyla gelişmiş batılı ülkelerin bir çoğunun mevzuatında uzun süredir yer almakta olan “Hisse (Pay) Senedi Opsiyonu” uygulamasına yönelik olarak GVK düzenlememizde bir istisna düzenlemesi yer almamakta olduğundan; işverenlerce hizmet erbabına bedelsiz veya indirimli olarak verilen pay senetleri ücret olarak kabul edilmektedir ve vergilendirilmektedir.
Bu Kanunun 2. maddesiyle GVK’nun mülga 17’inci maddesi “Hizmet erbabına pay senedi verilmek suretiyle sağlanan menfaatlerde ücret istisnası” başlığı ile yeniden düzenlenmek suretiyle münhasıran teknogirişim şirketleri için sınırlı bir mükellef grubu için Hisse (Pay) Senedi Opsiyonu gelir vergisi istisnası getirilmektedir.
Bu düzenlemeyle; Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca belirlenen kriterlere göre teknogirişim şirketi niteliğini haiz işverenlerce hizmet erbabına bedelsiz veya indirimli olarak verilen ve ücret niteliğinde kabul edilen pay senetlerinin, verildiği tarihteki rayiç değerinin o yıldaki bir yıllık brüt ücret tutarını aşmayan kısmı gelir vergisinden istisna edilmektedir.
Şu kadar ki, hizmet erbabı tarafından bu şekilde iktisap edilen pay senetlerinin; iktisap tarihinden itibaren üç tam yıl içerisinde elden çıkarılması halinde istisna edilen verginin tamamı, dört ila altı yıl içerisinde elden çıkarılması halinde istisna edilen verginin %75’i, yedi ila on iki yıl içerisinde elden çıkarılması halinde istisna edilen verginin %25’i, vergi ziyaı cezası uygulanmaksızın gecikme faizi ile birlikte işverenden tahsil edilecektir.
Düzenlemenin gerekçesinde ayrıca aşağıdaki açıklamalara yer verilmiştir.
“Mevcut uygulamada, hizmet erbabı ile yapılan sözleşmeler kapsamında, hizmet erbabına, belirli bir süre işverene bağlı çalışılması, belirlenen performans ve benzeri kriterlerin sağlanması kaydıyla, işverenin veya grup şirketlerinin pay senetlerinden bedelsiz veya indirimli satın alma hakkı verilebilmektedir.
Hizmet erbabına bedelsiz pay senedi verilmesi suretiyle sağlanan menfaatler, bu pay senetlerinin hukuki ve ekonomik olarak tasarruf edilebilir olduğu tarihte, pay senedi alım hakkı verilmesi suretiyle sağlanan menfaatler ise bu hakkın fiilen kullanıldığı tarihte elde edilmiş sayılmaktadır.
Hizmet erbabına pay senedi verildiği durumlarda pay senedinin rayiç değeri, pay senedi alım hakkı verildiği durumlarda ise hakkın kullanıldığı tarihteki pay senedinin rayiç değeri ile hizmet erbabına maliyeti arasındaki fark, ücret olarak kabul edilmektedir.
Madde ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca belirlenen kriterlere göre teknogirişim şirketi niteliğini haiz işverenlerce, hizmet erbabına bedelsiz veya indirimli olarak verilen ve ücret niteliğinde kabul edilen pay senetlerinin verildiği tarihteki rayiç değerinin, hizmet erbabının o yıldaki bir yıllık brüt ücret tutarını aşmayan kısmı gelir vergisinden istisna tutulmaktadır.”
Teknogirişim kavramına 5746 sayılı Kanun ile TÜBİTAK Teknogirişim Sermayesi Desteği Programı Uygulama Esasları gibi düzenlemelerde rastlanılmaktadır. Sözü geçen düzenlemelerde Teknogirişim Sermayesi Desteği bağlamında “Girişimci” şu şekilde tanımlanmaktadır: “Program kapsamında teknoloji ve yenilik odaklı girişim faaliyetinde bulunmaya aday, teknogirişim sermayesi desteği çağrısında belirtilen nitelikleri taşıyan, ön başvuru tarihi itibariyle örgün öğrenim veren üniversitelerin herhangi bir lisans programından bir yıl içinde mezun olabilecek durumdaki öğrenci, yüksek lisans veya doktora öğrencisi ya da lisans, yüksek lisans veya doktora derecelerinden birini ön başvuru tarihinden en çok 10 yıl önce almış kişiyi ifade etmektedir. Bu niteliklere sahip kişiler tarafından kurulmuş olan şirketler ise , teknogirişim şirketi olarak kabul edilmektedir. Anlaşılacağı üzere, teknogirişim şirketleri daha ziyade “Start Up” yani henüz yeni oluşum aşamasında bulunan ve desteklenme ihtiyacı bulunan girişimlerdir.
Görüşümüze göre, bu düzenleme sorunlu hükümler içermektedir. Şöyle ki;
- Pay senetlerinin, verildiği tarihteki rayiç değerinin halka kapalı şirketlerde saptanması son derece güç ve ileride vergisel uyuşmazlıklara yol açabilecek bir konudur. Bu konuda Hazine ve Maliye Bakanlığınca Tebliğ düzeyinde yapılacak açıklamalarda objektif kurallar belirlenmelidir.
- Hizmet erbabı tarafından bu şekilde iktisap edilen pay senetlerinin; iktisap tarihinden itibaren on iki yıl içerisinde elden çıkarılması halinde, elde tutma süresine göre; istisna edilen verginin %100, %75 ve %25’nin, vergi ziyaı cezası uygulanmaksızın gecikme faizi ile birlikte işverenden tahsil edileceği düzenlenmiştir. Bu da son derece sorunlu bir düzenlemedir, zira ilgili işverenlere çalışanlarının ellerindeki hisse senetlerinin mülkiyet durumunu izlemesi sorumluluğu verilemez. Bir çok durumda işverenlerin elden çıkarma durumundan haberleri olmayabilir. İşverenleri cezalandırmaya yönelik düzenleme, bu düzenlemenin baştan ölü doğmasına neden olacaktır.
Teknik yönden yukarıdaki sorunları taşımasına karşın, çalışanların işverene olan aidiyet duygusunu güçlendirmek amacıyla Hisse (Pay) Senedi Opsiyonu uygulamasında bir ilk adımı oluşturmakta olup, bu konudaki kapsamın zaman içerisinde genişletilebileceğini düşünmekteyiz.
Bu düzenleme Bu Kanunun yayım tarihi olan 2/8/2024 tarihinde yürürlüğe girmektedir.
2) Günlük Hasılat Tespitinden Hareketle Gelir Ve Kurumlar Vergisi Matrahının Belirlenmesine Yönelik Düzenlemeler Getirilmektedir
Bu Kanunun 2. maddesiyle GVK’nun mülga 69’uncu maddesi yeniden düzenlenmek suretiyle ; Ticari ve mesleki kazançlarda günlük hasılat tespitinden hareketle gelir ve kurumlar vergisi matrahının belirlenmesine yönelik düzenlemeler getirilmektedir.
Getirilen düzenleme aşağıdaki gibidir.
Ticari veya mesleki faaliyetleri nedeniyle gelir vergisi mükellefleri ile kurumlar vergisi mükellefleri olanlara yönelik, Vergi Usul Kanununun 127’nci maddesi kapsamında günlük hasılat tutarlarını tespit etmek amacıyla bir ayda üçten, bir takvim yılında on ikiden az olmamak kaydıyla bu madde hükümlerine göre işlem tesis edilmek üzere yoklama yapılabilecektir.
İdarece yapılan yoklamalar sonucu tespit edilen günlük hasılat tutarları ortalamasından hareketle aylık hasılat tutarı hesaplanacaktır. Bu şekilde tespit edilen aylık hasılat tutarlarının toplamı, tespit yapılan ay sayısına bölünmek suretiyle aylık ortalama hasılat tutarı belirlenecektir. Aylık ortalama hasılat tutarı, faaliyette bulunulan ay sayısı ile çarpılmak suretiyle mükelleflerin ilgili takvim yılı hasılatları tespit edilecektir.
Yukarıdaki şekilde tespit edilen hasılat tutarları ile aşağıdaki hasılatlar arasındaki fark %20’den fazla olan mükellefler Vergi Usul Kanununun 370’inci maddesi kapsamında izaha davet edilecektir ve bundan sonraki süreç 370’inci maddesinde düzenlenen “İzaha davet” uygulaması çerçevesinde yürütülecektir.
- a) Bilanço esasına göre defter tutanlar için ilgili takvim yılına ait gelir tablosunda yer alan brüt satış tutarı,
- b) İşletme hesabı esasına göre defter tutanlar için ilgili takvim yılına ait işletme hesap özetinde yer alan dönem içinde elde edilen hasılat tutarı,
- c) Serbest meslek kazanç defteri tutanlar için ilgili takvim yılına ait serbest meslek kazanç bildiriminde yer alan gayrisafi hasılat tutarı,
Bu düzenlemeye ilişkin usul ve esasları belirlemek konusunda Hazine ve Maliye Bakanlığı’na yetki verilmiştir. Bu yetkinin önümüzdeki günlerde tebliğ düzenlemesi ile kullanılacağı beklenmektedir.
Bu düzenlemenin gerekçesinde “gerçek hasılatlarının tespitine yönelik vergi güvenlik müessesi ihdas” edildiği belirtilmektedir. Düzenlemenin kayıt dışı hasılatların ve dolayısıyla kazançların tespiti konusunda ne derece etkin olacağı zaman içerisinde görülecektir. Zira kapsama giren mükellef sayısı ile Bakanlığın bu konuya tahsis edebileceği personel sayısında önemli bir orantısızlık söz konusudur. Bu orantısızlığın giderilmesi halinde bu düzenlemenin kayıt dışılık konusunda etkin bir yöntem olması beklenebilir.
Bu düzenleme 1/1/2025 tarihinde yürürlüğe girmektedir.
3) Gelir Vergisi Kesintisin (“Peşin Vergilemenin”) Kapsamı ve Bu Konudaki Cumhurbaşkanı Yetkileri Genişletilmektedir
Bilindiği üzere; Gelir Vergisi Kanununun 94’üncü maddesi tam ve dar mükellefiyette vergi kesintisi düzenlemelerini içermektedir. Düzenlemelerde sayılan mükellefler, bazı yurtiçi ve yurtdışı ödemeleri üzerinden (kira, faiz, serbest meslek, yıllara sari inşaat ve onarım işleri vb.) belirlenen oranda vergi kesintisi tevkifat yapmak zorundadırlar.
Bu Kanunun 4’üncü maddesi ile sözü geçen maddede yapılan düzenlemeler ile;
- 6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun hükümlerine göre aracı hizmet sağlayıcılarının ve elektronik ticaret aracı hizmet sağlayıcılarının, mezkûr Kanun kapsamındaki faaliyetleri dolayısıyla hizmet sağlayıcılarına ve elektronik ticaret hizmet sağlayıcılarına yaptıkları ödemelerden yaptıkları ödemelerden %25 vergi kesintisi yapmaları, beyan ve ödemeleri gerekmektedir. Yüzde 25 oranı sözü geçen maddelerdeki standart orandır. Bu oran Cumhurbaşkanı Kararı ile farklılaştırılması beklenmektedir.
- Cumhurbaşkanına, vergi kesintisine konu ödemeleri faaliyet konuları ve ödeme türleri itibarıyla, vergi kesintisine konu mal ve hizmetleri ise faaliyet konuları, sektörler, iş grupları, iş nevileri itibariyle belirleme yetkisi verilmektedir. Bu yetkilerin yakın bir gelecekte kullanılarak kurumlar vergisi kesintisi uygulamasının yaygınlaştırılacağı beklenmektedir.
Bu düzenlemenin gerekçesi “Böylelikle, vergi güvenliğinin sağlanması ve kayıt dışılığın azaltılması amaçlanmaktadır.” şeklinde açıklanmaktadır. Bu açıklamaya katılmak mümkün olmadığı gibi vergi kesintisin yaygınlaştırılması gittikçe artan düzeyde peşin vergilemeye dönüşmekte olup, kanaatimizce Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 73. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “Herkes, ……malî gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür.” şeklinde düzenlemenin de ruhuna aykırı olduğunu düşünmekteyiz.
Bu düzenleme 1/1/2025 tarihinde yürürlüğe girmektedir.
7524 sayılı Kanuna bu bağlantıdan ulaşabilirsiniz.
Bu Sirkülerimize ilişkin görüş, öneri ve sorularınızı info@narcon.com.tr‘ye iletebilirsiniz.
Saygılarımızla.
NARCON YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.
12.8.2024
